1) TRAFİK KAZASI KAYNAKLI MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT

 

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. Maddesi’ne göre trafik kazası “Karayolları üzerinde bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmış olaydır.”

Hukuki Sorumluluk ve Sigorta

BİRİNCİ BÖLÜM

İşleten ve Araç İşleticisinin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahibinin

Hukuki Sorumluluğu

İşleten ve Araç İşleticisi’nin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahibinin Hukuki Sorumluluğu

 

Madde 85- (Değişik: 27.10.1996-4199/28 md.)

Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.

Motorlu araç ölüme veya yaralanmaya sebebiyet vermiş ise, kazaya karışan aracın başkalarına devir ve temliki veya üzerinde bir hak tesisini önlemek amacıyla olaya el koyan Cumhuriyet Savcılıklarınca,  aracın tescilli olduğu tescil kuruluşuna, trafik kaydı üzerine şerh düşülmesi için talimat verilir. Kaza anı ile Cumhuriyet Savcılığı’nca trafik kaydı üzerine şerh düşülmesi arasında geçen süreler içinde kötü niyetle yapılan araç tescilleri hükümsüz sayılır. Şerhin konulduğu tarihten itibaren bir ay içerisinde, şerhin kaldırıldığına veya devamına ilişkin mahkeme kararı ibraz edilmediği takdirde bu şerh hükümsüz sayılır.

İşletilme halinde olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir.

İşleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibi, hakimin takdirine göre kendi aracının katıldığı bir kazadan sonra yapılan yardım çalışmalarından dolayı yardım edenin maruz kaldığı zarardan da sorumlu tutulabilir. Ancak, bu durumda işletici teşebbüs sahibinin sorumlu kılınabilmesi için kazadan kendisinin sorumlu olması veya yardımın doğrudan doğruya kendisine veya araçta bulunanlara yahut kazaya taraf olan üçüncü kişilere yapılması gerekir.

İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan,  kendi kusuru gibi sorumludur.

İşletenin veya Araç İşleticisinin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahibinin Sorumluluktan Kurtulması veya Sorumluluğun Azaltılması

 

Madde 86- (Değişik: 27.10.1996-4199/29 md.)

İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.

Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.

Genel Hükümlerin Uygulanması

 

Madde 87- (Değişik: 27.10.1996-4199/30 md.)

Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir.

Zarar görenin beraberinde bulunan bagaj ve benzeri eşya dışında araçta taşınan eşyanın uğradığı zararlardan dolayı işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu da genel hükümlere tabidir.

Zarar Verenlerin Birden Fazla Olması

 

MADDE 88- (Değişik: 27.10.1996-4199/31 md.)

Bir motorlu aracın karıştığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.

Birden fazla kişinin sorumlu olduğu durumlarda, bunlar arasındaki ilişki bakımından zarar, olayın bütün şartları değerlendirilerek paylaştırılır. Özel durumlar ve özellikle araçların işletme tehlikeleri, zararın iç ilişkide başka türlü paylaştırılmasını haklı göstermedikçe, işletenler ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahipleri kusurları oranında zarara katlanırlar.

İşletenler veya Araç İşleticisinin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahipleri Arasında Zararın Tazmini

 

Madde 89- (Değişik: 27.10.1996-4199/32 md.)

Birden çok motorlu aracın katıldığı bir kazada işletenlerden biri bedensel bir zarara uğrarsa, özel durumlar ve özellikle işletme tehlikeleri başka türlü paylaştırmayı haklı göstermedikçe, kazaya katılan araçların işletenleri ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahipleri kendilerine düşen kusur oranında, zararı gidermekle yükümlüdürler.

İşletenlerden ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahiplerinden birine ait bir şeyin zarara uğraması halinde, zarar gören, ancak zarar veren işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kimsenin kusuru veya geçici olarak temyiz gücünü kaybetmesi veya zarar verene ait araçtaki bir bozukluk yüzünden zararın vuku bulduğunu ispat etmesi halinde, zarar veren işleten veya işleticinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi tazminatla yükümlü tutulur.

Tazminatla yükümlü olan işletenler veya işleticinin bağlı olduğu teşebbüs sahipleri,  zarar gören işletene veya işleticinin bağlı olduğu teşebbüs sahibine karşı müteselsilen sorumludurlar.

Maddi ve Manevi Tazminat

 

Madde 90- Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.

İKİNCİ BÖLÜM

Sigorta

Mali Sorumluluk Sigortası Yaptırma Zorunluluğu

 

Madde 91- (Değişik: 4199/33 md RG-27.10.1996-., 4262/4 md RG-25.05.1997-., 4629 RG-03.03.2002(Mük)-, 23.07.2003-25531; 5217/12 md 23.07.2004)

İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.

Zorunlu mali sorumluluk sigortasına ilişkin primler peşin ödenir. Ancak, Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu Bakanlık, primlerin taksit halinde tahsil edilmesine ilişkin düzenleme yapmaya yetkilidir.

Sigorta yaptıranların, sigorta şirketlerine ödeyecekleri sigorta priminin % 5’i oranındaki tutar, sigorta şirketi tarafından tahsil edildiği ayı takip eden ayın en geç 20’sine kadar İçişleri Bakanlığı Merkez Saymanlığı hesabına yatırılır. Yatırılan bu tutarlar bütçeye gelir kaydedilir.

Sigorta şirketleri, şekli ve içeriği İçişleri Bakanlığı’nın uygun görüşü ve Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu Bakanlığın onayı ile belirlenip Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nce bastırılacak trafik sigortası pulunu, poliçe ve zeyilname ile birlikte işletenlere vermek zorundadırlar. İşletenler zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırıldığını göstermek amacıyla bu pulu araçlarının ön camına yapıştırmaya mecburdurlar.

Geçerli teminat tutarları üzerinden Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bulunmayan araçlar trafikten men edilir.

Turistlere ait taşıtlarla, milletlerarası çok taraflı veya karşılıklı anlaşmalar kapsamına giren yabancı plakalı taşıtların Türkiye’de geçerli milletlerarası anlaşmalarla kabul edilmiş sigortaları yoksa, bunlar için zorunlu mali sorumluluk sigortası Türkiye sınırlarına girişleri sırasında yapılır.

Milletlerarası hukukun meşru saydığı hallerde, ortak savunma veya barış harekâtı çerçevesinde Türkiye’de harekât, eğitim veya tatbikat maksadıyla bulunmasına izin verilen yabancı silâhlı kuvvetlerin neden olabileceği hasar ve zararların tazmini konularının özel bir anlaşmayla düzenlendiği hallerde, bu kapsamda Türkiye’ye girecek yabancı askerî araçlar bakımından bu madde hükmü uygulanmaz.

Bu madde hükmüne uymayanlar 8.500.000 lira cezası ile cezalandırılırlar.

Zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususlar

Madde 92- Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.

  1. a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
  2. b) İşletenin; eşinin usul ve füruğunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
  3. c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
  4. d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
  5. e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
  6. f) Manevi tazminata ilişkin talepler.

En az sigorta tutarları

 

Madde 93- (Değişik: 27.10.1996-Kanun -4199/34 md.)

Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazete’de yayımlanır.

Tarife ve talimatların tespitinde; araç türleri; coğrafi bölge; sigorta süresi içinde herhangi bir hasar ödemesine neden olmayan işletenlerin primlerinin indirilmesi yoluyla ödüllendirilmesi, hasar ödemesine neden olan işletenlerin primlerinin yükseltilmesi yoluyla cezalandırılması ve gerekli görülen diğer hususlar dikkate alınır.

Sigorta sözleşmesinin verilmesi ve işletenin değişmesi halinde yapılacak işlemler

Madde 94- (Birinci fıkra mülga: 25.06.1988-KHK 330/5 md./değişik: 31.10.1990-3672/4 md., Beşinci fıkra mülga: 25.06.1988-KHK 330/5 md./değişik: 31.10.1990-3672/4 md.; Değişik: 25.06.1988-KHK 330/5 md./değişik: 31.10.1990-3672/4 md., 25.05.1997-4262/4 md.)

Sigortalı, aracı işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişi 15 gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorundadır.

Sigortacı, sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihinden itibaren onbeş gün içinde feshedebilir.

Sigorta, fesih tarihinden onbeş gün sonrasına kadar geçerlidir.

Bu  madde  hükmüne  uymayanlar 8.500.000 lira cezası ile cezalandırılırlar.

Tazminatın Azaltılması veya Kaldırılması Sonucunu Doğuran Haller

 

Madde 95- Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.

Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.

Zarar Görenlerin Çokluğu

 

Madde 96 Zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur.

Başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyi niyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır.

Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı

 

Madde 97- Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.

Tedavi Giderlerinin Ödenmesi

 

Madde 98- (Değişik: 25.06.1988-KHK 330/6 md./değişik: 31.10.1990-3672/5 md., 25.05.1997-4262/4 md: 03.03.2001-Kanun 4629/…md)

Motorlu araçların sebep oldukları kazalarda yaralanan kimselerin ilk yardım, muayene ve kontrol veya bu yaralanmadan ötürü ayakta, klinikte, hastane ve diğer yerlerdeki tedavi giderleri ile tedavinin gerektirdiği diğer giderleri aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapan sigortacı, başvurma tarihinden itibaren sekiz iş günü içinde ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları kapsamında öder.

Birden çok aracın karıştığı bir trafik kazasında zarar gören kişiler, araçların sigortacılarından herhangi birine veya 108 inci maddede belirtilen durumlarda Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabına, başvurarak zararın giderilmesini isteyebilirler. Giderleri ödeyen sigortacı veya Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı, ödediği miktarın sorumluluk oranlarına göre paylaşılmasını talep edebilir.

Zarara sebep olan aracın bilinmemesi veya geçerli bir zorunlu mali sorumluluk sigortasının bulunmaması veya sigortacının iflas etmesi veya çalınan aracın işleteninin sorumlu tutulamaması hallerinde, birinci fıkrada belirtilen giderler, 108 inci maddede öngörülen Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı tarafından ödenir.

Bu madde hükmüne uymayan sigortacılar 108.000.000 lira hafif para cezası ile cezalandırılırlar.

Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi

 

Madde 99- (Değişik: 25.05.1997-4262/4 md.)

Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.

Ödemeyi yapan sigortacı, ödenen miktarın sorumluluk oranlarında paylaşılmasını diğer sigortacılardan yazılı olarak talep eder. Diğer sigortacılar talep tarihinden itibaren sekiz iş günü içinde kendilerine düşen miktarı, talepte bulunana öder.

Bu madde hükmüne uymayan sigortacılar 108.000.000 lira hafif para cezası ile cezalandırılırlar.

İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasına Uygulanacak Hükümler

 

Madde 100- Bu Kanunun sorumluluğun kaldırılması veya tazminatın azaltılmasına ilişkin 95 inci maddesi ve zamanaşımına ilişkin 109 uncu maddesi ihtiyari mali sorumluluk sigortasında da uygulanır.

Sigorta Sözleşmesi Yapmaya Yetkili Sigorta Şirketleri ve Sigorta Yapma Zorunluluğu

 

Madde 101- (Değişik: 25.05.1997-4262/4 md.)

Bu Kanunda öngörülen zorunlu mali sorumluluk sigortası Türkiye’de kaza sigortası dalında çalışmaya yetkili olan sigorta şirketleri tarafından yapılır. Bu sigorta şirketleri zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapmakla yükümlüdürler.

Bu madde hükmüne uymayan sigorta şirketleri 108.000.000 lira  hafif para cezası ile cezalandırılırlar.

2) ARAÇ DEĞER KAYBI

Maddi Zararlar Teminatı; Hak sahibinin, zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır. Değer kaybı talep edilmesi halinde tespiti, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinde kurulacak sistem üzerinden sıra esasına göre atanan ilgili branşta ruhsat sahibi sigorta eksperleri tarafından yapılır.”

Araç Değer Kaybı Nedir?

 

Değer kaybı herhangi bir sebep sonucu zarar gören her nesne için kullanılan bir ifadedir. Araçlarda, binalarda, sahip olunan herhangi bir eşyada oluşan hasarlarda da değer kaybı mümkündür. Fakat yazımızın konusu araçlarda hasar neticesinde meydana gelen değer kaybıdır.

Günümüzde birçok trafik kazası meydana gelebilmektedir. Trafik kazası sonucu aracında hasar oluşan kişiler her ne kadar hasarı giderseler de bu kaza aracın değerini olumsuz olarak etkilemektedir. Meydana gelen bir trafik kazasında hasar gören aracın bu hasar nedeniyle piyasa değerinde kazayla bağlantılı olarak bir düşüş yaşanmaktadır. Bu yaşanan düşüşe değer kaybı denmektedir.

Örnek verecek olursak; değeri 150 bin TL olan bir aracın trafik kazası sonrasında değerinin 110 bin TL olması durumunda hasar değer kaybı 40 bin TL olacaktır.

Bir trafik kazası yapıldıktan sonra onarılan araç, meydana gelen hasar oranında değer kaybına uğrar. (Bu hasar oranı değer kaybında önemli bir etkendir.) Günümüzde sigorta şirketleri aracılığıyla yapılan tamir işlemleri TRAMER kayıtlarında da görünmektedir. Tabi ki bu durumdaki bir aracın satışı esnasında araç sahibi için de olumsuz bir durum oluşturmaktadır.

Araç Değer Kaybı Talep Edilebilir Mi?

Araç değer kaybı da aracın hasar bedeli gibi talep edilebilir bir zarar kalemidir. Değer kaybını karşılayacak taraf ise, kazada tamamen kusurlu ya da diğer sürücüye nazaran daha fazla kusurlu olan taraftır.

Araç değer kaybının talep edilebileceği Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2009/9892 E, 2010/3124 K sayılı ilamında da ifade edilmiştir.

Bu kararda “… araçta meydana gelen değer kaybı gerçek zarar kalemleri arasında bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece, davacı aracındaki değer kaybından davalı sigorta şirketinin de limiti dahilinde sorumlu olacağı gözetilerek …” denilerek kusurlu tarafın sigorta şirketi ile birlikte zararı karşılaması gerektiği ifade edilmiştir.

Yani kusurlu aracın trafik sigortası ile birlikte araç sahibi ve sürücüsü müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaktadır.

Araç sahibinin yaptırmış olduğu aracın tüm masrafları şayet varsa kasko, sigorta koşuları çerçevesinde sigorta şirketi tarafından karşılanacaktır. Eğer sigorta sözleşmesi kapsamında mümkün değilse bu durumda geriye kazaya sebebiyet veren sürücüden, karşı taraftan bu değer kaybını karşılama seçeneği kalmaktadır.

Araç Değer Kaybını Talep Edebilmek için gerekli şartlar nelerdir?

  • Araçta maddi hasarın meydana gelmiş olması,
  • Meydana gelen kazada kusurlu taraf olmamak,
  • Kazanın son 2 yıl içerisinde meydana gelmiş olması gerekmektedir.

Araç Değer Kaybı Nasıl Hesaplanır?

 

Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nce 23.09.2010 tarih ve 2010/30 sayılı sektör duyurusu ile kara araçlarında araç değer kaybı tespitinin sigorta eksperlerince yapılabileceği belirtilmiştir.

Araç değer kaybı hesaplamasında

Aracın hasar geçmişi ve niteliği,

Kilometresi,

Marka ve model bilgisi,

Üretim yılı,

Trafiğe çıkış tarihi,

Piyasa değeri gibi faktörler esas alınmaktadır.

Tüm bu faktörler birlikte değerlendirilerek araçta meydana gelen değer kaybı hesaplanmaktadır. Ancak araç değer kaybı için sigorta şirketine başvurmadan önce ekspertiz raporu alınmalıdır.

Sigorta şirketi ise kazada en az kusurlu olan tarafın değer kaybını karşılamaktadır. Kazada kusurlu olan kişilerin değer kaybını karşılama yükümlülüğü ise trafik sigortasına ait değildir. Bu kişilerin değer kaybı kasko şirketi tarafından yapılabilecektir.(Kasko şirketi ile yapılan sözleşme kapsamında)

Yani söz konusu durumda sigorta şirketi kusuru olmayan yahut daha az kusurlu olan tarafın zararını karşılamakla mükelleftir. Eğer sigorta şirketi zararı karşılamaz ise başvurulacak yollar şunlardır;

1)Sigorta Tahkim Komisyonuna Başvurma

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile kurulmuş olan Sigorta Tahkim Komisyonu, üye sigorta kuruluşları ile sigorta ettirenveya  sigortadan menfaat sağlayan kişiler arasında sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkları, bağımsız sigorta hakemleri aracılığı ile çözmeyi amaçlamaktadır.

Sigorta tahkim komisyonuna başvurabilmek için sigorta şirketinin bu komisyona üye olması gerekmektedir.

Araç değer kaybı için başvurulan sigorta şirketi yapılan başvuruyu kısmen veya tamamen reddetmişse veya başvuru tarihinden itibaren 15 iş günü içerisinde(Trafik Sigortasında 15 gün) yazılı bir cevap vermemişse elde bulunan tüm belgelerle birlikte Sigorta tahkim komisyonuna başvurulmalıdır.

Komisyonun başvuruyu değerlendirmeye alabilmesi için Zorunlu Sigortalar hariç, uyuşmazlık konusu rizikonun ilgili sigorta kuruluşunun üyelik tarihinden sonra meydana gelmiş olması gerekmektedir.

Zorunlu Sigortalarda ise kuruluşun Komisyona üye olup olmadığına bakılmaksızın, 18.04.2013 tarihindensonra ortaya çıkan uyuşmazlıklar için Komisyona başvuru yapılabilmektedir.

2)Dava Açma

Aracı değer kaybına uğrayan kişi Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açarak hasardan doğan zararını talep edebilmektedir. Mahkeme daha sonra bilirkişi atayacak, bilirkişi ise hasarın ve onarımın boyutlarına bakarak araçtaki değer kaybını gösteren bir rapor sunacaktır.

Değer Kaybı Davasında Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

Bu durumda 2 yıllık dava zamanaşımı söz konusudur.

3) SÜREKLİ SAKATLIK TAZMİNATI

Sürekli Sakatlık Teminatı: Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu Genel Şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan ve tıbben gerekli olan bakıcı giderleri bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamındadır. Kaza nedeniyle mağdurun sürekli iş göremezliği bu teminattan karşılanır. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde sakat kalan kişi esas alınır.

Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik doğrultusunda hazırlanan sağlık kurulu raporu dikkate alınır. Tazminat ödemesinde, ilgili sağlık hizmet sunucularınca tanzim edilecek trafik kazasına ilişkin belgelerde illiyet bağı ile ilgili tespitin yer alması durumunda bu tespitin aksini ispat sigorta şirketine aittir. Sigortacı söz konusu rapor hakkında ilgili mevzuat uyarınca itiraz usulüne başvurduğunda mağdurun itiraz üzerine yaptığı belgelenmiş harcamalarını bu teminat kapsamında karşılamakla yükümlüdür.”

“Ek:3 Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplaması

  1. Sürekli sakatlık tazminatı, bu Genel Şartlar uyarınca belirlenen ilkeler dikkate alınarak zarar gören kişinin bireysel özelliklerine göre ve varsa geçici iş göremezlik süresinin bittiği tarihten itibaren hesaplanır.
  1. Tazminat, toplu para şeklinde ödenir.
  1. Hesaplamalarda TRH 2010 hayat tablosu kullanılır. Tablonun belirli periyotlarda güncellenmesi halinde kaza tarihi itibarıyla güncel versiyon kullanılır.
  1. Hesaplamalarda iskonto oranı (teknik faiz), %1,8 olarak dikkate alınır. Teknik faiz, gerekli görülen hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından güncellenir.
  1. Sürekli sakat kalan kişinin geliri aşağıdaki esaslar çerçevesinde belirlenir.
  1. Aktif dönemde,
  1. Kaza tarihi itibarıyla vergilendirilmiş bir resmî belgeli (SGK Hizmet Dökümü, Bordro, Gelir Vergi Beyannamesi) gelir beyanı yok ya da gelir beyanı net asgari ücretten düşük ise kaza tarihindeki net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılır.
  1. Kaza tarihi itibarıyla vergilendirilmiş bir resmî belgeli gelir beyanı var ise beyan edilen net gelir üzerinden hesaplama yapılır. Beyan edilen net gelir ilgili dönemin net asgari ücretinden fazla ise işlemiş ve işleyecek dönem hesaplamalarında kullanılmak üzere “Net Gelir/Net Asgari Ücret” oranı tespit edilir.

iii. Sürekli sakat kalan kişinin kira, hisse (temettü, kâr payı), faiz gibi gelirleri dikkate alınmaz.

  1. İşyeri veya iş sahiplerinin ya da ortaklarının sürekli sakat kalması durumunda kendi işletmelerinde gerçekleştiremedikleri çalışmanın yerine getirilmesi için katlanacakları emsal maliyet, sürekli sakatlık tazminatında kullanılacak gelir adına emsal ücret olarak kullanılır. Bu hal dışındaki durumlarda emsal ücret kullanılmaz. Emsal ücret, işyerinin veya iş sahibinin kaza anında bağlı olduğu meslek odasından alınır.
  1. Vergilendirilmiş gelir beyanına ek olarak ikramiye, prim, giyim ve yakacak gibi aylık olmayan ancak belirli dönemlerde yapılması söz konusu olan düzenli ödemeler, aylık gelire tekabül edecek şekilde hesaplamada dikkate alınır. Bu ödemelerin düzenli gelir sayılabilmesi için kaza tarihinden önceki son bir yıl içinde bu ek gelirleri gösterir belgelerin beyan edilmesi gerekir.
  1. Türkiye’de yerleşik olmayan kişilerin trafik kazalarına bağlı olarak sürekli sakat kalması durumunda vergilendirilmiş geliri ispatlayan resmî bir belgenin sunulamaması halinde hesaplanacak tazminatta Türkiye Cumhuriyeti’nde geçerli net asgari ücret esas alınır.
  1. Pasif dönemde, AGİ hariç net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılır.
  1. Sürekli sakatlığa bağlı bakıcı gideri, bakıcı tutulduğunun belgelendirilememesi halinde bekâr ve çocuksuz kişiler için geçerli AGİ dâhil net asgari ücret üzerinden, bakıcı tutulduğunun belgelendirilmesi durumunda ise brüt asgari ücret üzerinden olmak üzere 20/2/2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çocuklar için Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelikte kısmî bağımlı olarak tanımlanan ve %50 ve üzerinde engel oranına sahip kişiler için %50 oranında, tam bağımlı olarak tanımlanan kişiler için ise %100 oranında hesaplanır.
  1. Aktif ve pasif dönem süreleri aşağıdaki esaslar çerçevesinde belirlenir.
  1. Sürekli sakat kalan kişinin aktif yaşamı 18 yaşında başlar ve 1/1/1990 tarihi öncesi doğumlular için 60 yaşında, 1/1/1990 tarihi ve sonrası doğumlular için 65 yaşında biter. 18 ile 60/65 yaş arası dönemde aktif dönem hesabı, 18 yaş öncesi ve 60/65 yaş sonrasında pasif dönem hesabı yapılır. Sürekli sakat kalan kişi kaza tarihi itibarıyla pasif dönemde çalışmaya devam ediyorsa iki yıl daha aktif dönem hesabı yapılır, iki yıl sonrasında pasif dönem hesabına geçilir. Özel kanunlarla çalışma süreleri ayrıca belirlenen mesleklere ilişkin hükümler saklıdır.
  1. Sürekli sakat kalan kişinin 18 yaşın altında çalıştığı ve gelir elde ettiği biliniyorsa çalışmaya esas beyan edilen belgeye göre aktif dönem hesabı yapılır.
  1. Hesap yönteminde aşağıdaki esaslar uygulanır.
  1. İşlemiş dönem hesabı, gelir beyanı yok ise bu ekin 5 inci maddesinin (a) fıkrasının (i) bendi gereğince ilgili dönemlerin net asgari ücretleri üzerinden, gelir beyanı var ise bu ekin 5 inci maddesinin (a) fıkrasının (ii) bendi gereğince hesaplanan ilgili dönemlerin gelirleri üzerinden iskontoya tabi tutulmadan ve hesap tarihine güncellenmeden hesaplanır.
  1. İşleyecek dönem hesabı, gelir beyanı yok ise hesap tarihindeki net asgari ücret üzerinden, gelir beyanı var ise bu ekin 5 inci maddesinin (a) fıkrasının (ii) bendi gereğince belirlenen hesap tarihindeki güncel net gelir üzerinden “Dönem Başı Ödemeli Dönemsel Hayat Anüitesi” (äx:n) ile hesaplanır. x sürekli sakat kalanın hesap tarihindeki yaşını, n ise sürekli sakat kalan kişinin hesap tarihindeki beklenen yaşam süresini temsil eder.
  1. 1/1/1990 tarihi öncesi doğumlular için 60 yaşın, 1/1/1990 tarihi ve sonrası doğumlular için 65 yaşın altında bulunan ve emekli olduğu bilinen kişiler için,
  1. Kaza tarihi itibarıyla çalıştığı biliniyorsa ve kaza tarihi itibarıyla vergilendirilmiş bir resmi belgeli gelir beyanı var ise beyan edilen net gelir üzerinden hesaplama yapılır. Hesapta aktif/pasif dönem ayrımında 60/65 yaş esas alınır.
  1. Kaza tarihi itibarıyla çalışmadığı biliniyorsa pasif dönem hesabı yapılır.
  1. Sürekli sakatlık oranı, 20/2/2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik doğrultusunda hazırlanan sağlık kurulu raporu dikkate alınarak belirlenir. Anılan yönetmelikler kapsamında düzenlenecek kazadan kaynaklı iş göremezliği gösterir rapor için hak sahibinin sigorta şirketine yaptığı başvuruyu takip eden 5 işgünü içinde sigorta şirketi tarafından ilgili sağlık kuruluşuna resmi yazı gönderilir.
  1. Sürekli sakat kalanın askerliğe elverişli olmadığına dair resmî bir belgesi yok ise muhtemel askerlik süresince pasif dönem hesabı yapılır.
  1. Sigorta şirketi tarafından hak sahibine ödeme yapılmasını izleyen 5 iş günü içerisinde tazminat ödemesine esas alınan aktüerya raporu, yazılı olarak veya güvenli elektronik iletişim araçları vasıtasıyla hak sahibine gönderilir.
  1. İbraname olsun ya da olmasın sigorta şirketi tarafından önceden ödeme yapılmış bir tazminatta uyuşmazlık olması durumunda tazminat ödeme tarihi hesap tarihi kabul edilerek (ödeme tarihindeki ücretler ve ödemeye esas kriterler dikkate alınarak) tazminat hesabı yapılır ve hesaplanan tazminat ile yapılan ödeme tutarı karşılaştırılır. Hak sahibi lehine fark çıkması durumunda bu fark ödenir.
  1. Artan iş göremezlik oranına bağlı tazminat, sadece artan kısım için olmak üzere; ilk ödemeye esas alınan Yönetmeliğe göre hazırlanan maluliyetin arttığını gösterir rapor doğrultusunda artış tarihinden itibaren hesaplanır.
  1. Bu ekte belirlenen usul ve esasların dışındaki istisnai durumlarda yargı içtihatları, sigortacılık prensipleri, yayımlanmış istatistiki veriler ve ilgili bilimsel çalışmalar göz önünde bulundurularak çeşitli varsayımlar kullanılabilir.”

4) İŞ KAZASI

İş kazası 5510 sayılı Kanunun 13’üncü maddesin şu şekilde tanımlanmıştır. Bu düzenlemeye göre;

“İş kazası;

  • Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
  • İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
  • Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
  • Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
  • Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,

Meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olaydır.”

İş Kazası Tazminatı

 

  • İş Kazası Kaynaklı Maddi Tazminat

 

Bir işyerinde çalışan işçinin, iş ilişkisi nedeniyle yaralanması veya ölümü durumunda, kendisine veya yakınlarına işveren tarafından ödenen, işçinin kaza nedeniyle uğramış olduğu gelecekteki kazanç kayıpları, tedavi giderleri, bakıcı giderleri vs. hususlarını kapsayan tazminattır.

  • İş Kazası Kaynaklı Manevi Tazminat

 

İş kazası veya meslek hastalığına uğrayan işçi, bedensel veya ruhsal bir zarara uğradığı zaman işverenden manevi tazminat talep edebilir. İşçinin ölümü durumunda, bu tazminat yakınları tarafından da talep edilebilir. “Ağır bedensel zarar… halinde, zarar görenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar” verilebileceği hükme bağlanmıştır. (Destekten Yoksun Kalma Tazminatı) (BK 56/2).